Vural Yapı Dekorasyon
Mercan Moda Giyim

Sedef Hastalığına Doğal Yaklaşım

Sağlık (Tunceli Bülten) - Tunceli Bülten Haber Sitesi | 21.10.2024 - 17:12, Güncelleme: 21.10.2024 - 17:12 797+ kez okundu.
 

Sedef Hastalığına Doğal Yaklaşım

Yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen, kaşıntılı ve pullu cilt lezyonlarıyla kendini gösteren “Sedef Hastalığı” kronik bir cilt rahatsızlığı olarak karşımıza çıkıyor. Hastalığın tedavisinde kullanılan klasik ilaçlar kortizon, kilo alma, tansiyon ve şeker gibi sorunlara yol açarken hiçbir yan etkisi olmayan ozon terapi ise başarılı sonuçlar sağlıyor.Bu yöntemin medikal ozon cihazları tarafından uygulandığını belirten Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Hekimi Dr. Hülya İskenderoğlu Bahat, “Ozon gazı vücuda verildiğinde oksijen oranını da doğal olarak arttırıyor. Bu sayede ozon, sedef hastalığının neden olduğu iltihabı azaltarak, bağışıklık sistemini düzenler ve cilt yenilenmesini hızlandırır. Aynı zamanda ozonterapi; antioksidan ve hücre yenileyici özelliklerinden dolayı organları ve cildi yenileyip gençleştiren Anti- aging bir tedavi metodudur” dedi.

Bağışıklık sisteminin cilt hücrelerine yanlışlıkla saldırması sonucu oluşan sedef hastalığı, milyonlarca insanı etkileyen kronik bir cilt rahatsızlığı olarak kendini gösteriyor. Ciltte kızarıklık, pullanma ve kaşıntıya neden olan bu hastalık, yaşam kalitesini düşürürken metabolik sendrom, kalp rahatsızlığı gibi diğer bazı sağlık sorunlarının görülme riskini de arttırıyor. Son yıllarda sedef hastalığının belirtilerini azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için doğal bir tedavi yöntemi olarak kabul edilen ozon terapi, birçok hastalığın tedavisinde olduğu gibi bu hastalığın iyileşme sürecinde de önemli bir etken oluyor. “Ozon Terapi Sorunun Kökenine İniyor” Ozon terapisinin sorunun kökenine inerek kalıcı çözümler sunduğunun altını çizen Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Hekimi Dr. Hülya İskenderoğlu Bahat, “Ozon, oksijenin daha aktif bir formudur ve güçlü antioksidan özelliklere sahiptir. Özellikle sedef hastalığı gibi otoimmün bir rahatsızlıkta, ozon terapisi bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalığın neden olduğu reaksiyonları azaltmaya yardımcı oluyor. Ozon, güçlü bir oksitleyici olması sayesinde patojenleri etkili bir şekilde yok ediyor, kan dolaşımını hızlandırıyor, iltihabı azaltıyor, bağışıklık sistemini düzenliyor ve vücudun antioksidan üretimini artırıyor. Bu sayede sedef hastalığının neden olduğu kızarıklık, kaşıntı ve pullanma gibi belirtileri önemli ölçüde azaltıyor” dedi. “Her Hastanın Durumu ve Tedavi Planı Farklıdır” Ozon terapisinin etkili bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, her hastanın durumunun farklı olduğunu ve tedavi planının farklı olduğunu hatırlatan Dr. İskenderoğlu Bahat, “Bu terapiye başlamadan önce muhakkak bir doktora görünmelisiniz. Ozon terapisi, diğer tedavi yöntemlerine ek olarak veya tek başına kullanılabilir. Ancak tedaviye başlamadan önce hastanın genel sağlık durumu, sedef hastalığının şiddeti ve diğer sağlık sorunları gibi faktörler ilgili uzman doktor tarafından detaylıca değerlendirilmelidir. Ozon terapisi, kan veya serumla damar içine uygulanan 'majör yöntem', kas içine enjekte edilen 'minör yöntem' ve vücut boşluklarına veya yüzeysel olarak uygulanan farklı yöntemlerle gerçekleştirilebilir.”
Yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen, kaşıntılı ve pullu cilt lezyonlarıyla kendini gösteren “Sedef Hastalığı” kronik bir cilt rahatsızlığı olarak karşımıza çıkıyor. Hastalığın tedavisinde kullanılan klasik ilaçlar kortizon, kilo alma, tansiyon ve şeker gibi sorunlara yol açarken hiçbir yan etkisi olmayan ozon terapi ise başarılı sonuçlar sağlıyor.Bu yöntemin medikal ozon cihazları tarafından uygulandığını belirten Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Hekimi Dr. Hülya İskenderoğlu Bahat, “Ozon gazı vücuda verildiğinde oksijen oranını da doğal olarak arttırıyor. Bu sayede ozon, sedef hastalığının neden olduğu iltihabı azaltarak, bağışıklık sistemini düzenler ve cilt yenilenmesini hızlandırır. Aynı zamanda ozonterapi; antioksidan ve hücre yenileyici özelliklerinden dolayı organları ve cildi yenileyip gençleştiren Anti- aging bir tedavi metodudur” dedi.

Bağışıklık sisteminin cilt hücrelerine yanlışlıkla saldırması sonucu oluşan sedef hastalığı, milyonlarca insanı etkileyen kronik bir cilt rahatsızlığı olarak kendini gösteriyor. Ciltte kızarıklık, pullanma ve kaşıntıya neden olan bu hastalık, yaşam kalitesini düşürürken metabolik sendrom, kalp rahatsızlığı gibi diğer bazı sağlık sorunlarının görülme riskini de arttırıyor.

Son yıllarda sedef hastalığının belirtilerini azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için doğal bir tedavi yöntemi olarak kabul edilen ozon terapi, birçok hastalığın tedavisinde olduğu gibi bu hastalığın iyileşme sürecinde de önemli bir etken oluyor.

“Ozon Terapi Sorunun Kökenine İniyor”

Ozon terapisinin sorunun kökenine inerek kalıcı çözümler sunduğunun altını çizen Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Hekimi Dr. Hülya İskenderoğlu Bahat, “Ozon, oksijenin daha aktif bir formudur ve güçlü antioksidan özelliklere sahiptir. Özellikle  sedef hastalığı gibi otoimmün bir rahatsızlıkta, ozon terapisi bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalığın neden olduğu reaksiyonları azaltmaya yardımcı oluyor.

Ozon, güçlü bir oksitleyici olması sayesinde patojenleri etkili bir şekilde yok ediyor, kan dolaşımını hızlandırıyor, iltihabı azaltıyor, bağışıklık sistemini düzenliyor ve vücudun antioksidan üretimini artırıyor. Bu sayede sedef hastalığının neden olduğu kızarıklık, kaşıntı ve pullanma gibi belirtileri önemli ölçüde azaltıyor” dedi.

“Her Hastanın Durumu ve Tedavi Planı Farklıdır”

Ozon terapisinin etkili bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, her hastanın durumunun farklı olduğunu ve tedavi planının farklı olduğunu hatırlatan Dr. İskenderoğlu Bahat, “Bu terapiye başlamadan önce muhakkak bir doktora görünmelisiniz. Ozon terapisi, diğer tedavi yöntemlerine ek olarak veya tek başına kullanılabilir. Ancak tedaviye başlamadan önce hastanın genel sağlık durumu, sedef hastalığının şiddeti ve diğer sağlık sorunları gibi faktörler ilgili uzman doktor tarafından detaylıca değerlendirilmelidir. Ozon terapisi, kan veya serumla damar içine uygulanan 'majör yöntem', kas içine enjekte edilen 'minör yöntem' ve vücut boşluklarına veya yüzeysel olarak uygulanan farklı yöntemlerle gerçekleştirilebilir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tuncelibulten.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.